CEMİL MERIÇ'İN BU ÜLKESİ, NASIL BİR ÜLKE?

1

"Bu sayfalarda hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim; etimin eti, kemiğimin kemiği” Ustalık eserim dediği kitabından bu şekilde söz eder Cemil Meriç. Açıkçası her okuyuşumuzda daha iyi anlarız Cemil Meriç'i ve bu sözü. Bambaşka bir tad bırakır insanın ağzında. Tecrübe bilgi kokar kitap ve ister istemez tecrübe, bilgi yığınının içinde kayboluveririz. 

Kitabın içeriğine geçmeden beni etkileyen iki olaydan bahsetmek istiyorum. 
Cemil Meriç, hayatıma büyük bir iz bırakmış ve fikir yapımın gelişmesinde büyük rol oynayan Kürt aydını Memduh Selim Beg'in öğrencisi olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmış ve mutlu olmuştum. Ayrıca Cemil Meriç Memduh Selim Beg'i Bu Ülke kitabında şöyle tanıtır okurlarına:
“Memduh Selim, mülkiyeden mezundu, Fransızca, Ermenice ve Kürtçe biliyordu. Abdullah Cevdet´in rahle-i tedrisinden geçmişti. Metin, çetin ve lüzumundan fazla ciddi bir adam. İlk kompozisyon dersinde kağıda mürekkep damlattığım için numaramı bir hayli kırmıştı. Laubalilikten hiç hoşlanmazdı. Noktalama, satır başlarına dikkat etme gibi, yazı yazmanın işçilik diyebileceğim yönleri üzerinde ne kadar titiz davranmak gerektiğini usanmadan ihtar edecekti. Memduh Selim daha sonra tercüme hocamız da olacaktı. Chateaubriand´ın 'Son İbn-i Saraç´ın Maceraları' adlı eserini onun sınıfında Türkçeye çevirdik. Memduh Selim için ayrı bir jurnal yazmalıyım."

Ayrıca Memduh Selim Beg'in hayatını merak ediyorsanız Mehmed Uzun 'un kaleme aldığı Yitik Bir Aşkın Gölgesinde kitabını tavsiye ederim. 

İkinci olarak Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından verilen “Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri”ne layık görülen Avesta Yayınevi’nin kurucusu olan Abdullah Keskin 'in ilk olarak Avesta ismini şuan incelemesini yaptığım kitaptan öğrendiğini ve ona büyük bir ilham kaynağı olduğunu söyler. Açıkçası bunu da duyduğumda epeyce şaşırmıştım. Fazla uzatmadan içeriğe geçmek istiyorum. 


Bu Ülke kitabını açtığımızda, bizi karşılayan şey kızının yazdığı bir önsöz ve yine kızı tarafından yazılmış olan ve Cemil Meriç’in hayatını anlatan bir yazı oluyor. Kızı Ümit Meriç, bu hayat hikâyesini babasının dilinden çok başarılı bir biçimde aktarmış.

Aslında Bu kitabın belli bir içeriği yok. Belli bir konuyu ele almıyor. Denemelerden oluşan bir kitap. Belli bir konusu yok ama içinde Cemil Meriç'in kendisi ve fikirleri var. 

Daha detaylı bir şekilde açıklamak gerekirse bu eser Cemil Meriç’in düşüncelerinden, izlenimlerinden, duygularından, anılarından oluşan, kendini anlamak ve anlatmak için kaleme aldığı, yayımlanmış ya da yayımlanmamış yazılarının kronolojik bir sıra içinde derlenmesinden oluşmuştur. Ülkenin trajedisini anlatan önemli bir denemedir.

Üst düzey tarih, sosyoloji, din ve edebiyat bilgisine sahip olan Cemil Meriç’in verdiği örnekler konuyu idrak etmemiz açısından son derece yerinde oluyor. Fakat burada bir noktanın altını çizmek isterim ki, kitabın dili biraz ağır ve eski kelimeler ile karşılaşmanız oldukça olağan. Eğer sözcükler, cümleler ve fikirler üstüne düşünmeyi seven biriyseniz kitap tam size göre.

Ayrıca en çok dikkatimi çeken konularda Sağ - Sol çatışmaları, Batı'dan gelen kültür yok edici -izmler ve yanlış Batılılaşmadır. 

..... 

Cemil Meriç, kelimeye fazlasıyla önem veriyor, çünkü kelime yazarın silahı .
"Bir aydın yabancı dil bilmese ne olur, çok kitap okumasına da ihtiyaç yok. Yeter ki ana dilini gerçekten bilsin. Kelimeleri şecereleriyle tanısın. Asıl olanları âdilerinden ayırsın." diyor Meriç. Kelimelere bu denli önem veriyor. Karanlık kelime kalmamalı ona göre. Kütüphanemizde her dilden lügat olmalı. çünkü "Kamus namustur!"


Cemil Meriç'le ilgili ilginç bir şey daha var bence. Kendisi ne sağcı bilinir ne solcu. Ama sağcılar da solcular da ona saygı duyarlar. Hem de sağa da sola da getirdiği eleştirilere rağmen. Bu saygının sebebi nedir? Neden bir sağcı bir solcuya bir şey söylediği zaman doğru olsa bile kabullenilmek istenmez.

ayrıca burdan cemil meriç'ten soğumama neden olan röportajını okuyabilirsiniz. oku 

Post a Comment

1Comments
  1. Oldukça başarılı bir inceleme yazısı olmuş. Blogunuza bir göz gezdirdim genelde kürtçe yazılar olması lazım daha çok ağırlıklı gözüküyor. Üslubunuz ve yazı şekliniz hoşuma gitmedi desem yalan olur. Bu yüzden biraz daha fazla Türkçeye yoğunlaşıp güzel yazılar yazmanızı ümit ediyorum ki bizde yazılarınızdan faydalanalım. Bu yazı içinde size ayrıca teşekkür ediyorum. Sağlıcakla kalınız.

    ReplyDelete
Post a Comment
To Top